‘Kudüs’ü Anlamak’ Üzerine

AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanlığı İstanbul Kadın Akademisinin 5. Dersine Genel Başkan Yardımcımız ve Parti Sözcümüz Mahir Ünal konuşmacı olarak katıldı.

AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları Başkanlığı İstanbul Kadın Akademisinin 5. Dersine Genel Başkan Yardımcımız ve Parti Sözcümüz Mahir Ünal konuşmacı olarak katıldı. “Kudüs’ü Anlamak” başlığı ile yapılan Kadın Akademisinde Kudüs’ün geçmişten günümüze önemi, Birleşmiş Milletlerde alınan karar ve gündeme ilişkin değerlendirmeler ele alındı. AK Parti İstanbul İl Başkanlığımız tarafından düzenlenen konferans İstanbul İl Kadın Kolları Başkanımız Şeyma Döğücü’nün ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Programda Genel Başkan Yardımcımız ve Parti Sözcümüz Mahir Ünal, Genel Merkez MKYK Üyemiz Hatice Kübra Öztürk Gökkaya, Genel Merkez Kadın Kolları MKYK Üyemiz Nilgün Ertugay, İstanbul Milletvekilimiz Hasan Turan, İstanbul Ana Kademe Tanıtım ve Medya Başkanımız Ömer Faruk Besli, İstanbul Ana Kademe Teşkilatlanma Başkanımız Celal Erdoğan, İstanbul İl Kadın Kolları yürütme ve yönetim kurulu üyelerimiz, 39 ilçe kadın kolları başkanlarımız ve ilçe yürütme kurulu üyelerimiz katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan İl Kadın Kolları Başkanımız Şeyma Döğücü, İstanbul Kadın Akademisi’nin temelinde İstanbul Kadın Kolları özelinde kadının siyasal katılımının güçlendirilmesi çerçevesinde siyasal bilinç oluşturulması olduğunu belirterek, “Bu bilincin AK Parti değerleri ile bağdaştırılarak aktarılmasının sağlanmasını nihai hedefi olarak benimsemiştir.” vurgusunda bulundu. İlk kıblemiz Kudüs’ün öneminin altını çizen Şeyma Döğücü, Kudüs; ilk kıblemiz, mescidimiz. Kudüs; bizim mukaddes toprağımız. Kudüs; Müslümanların imtihanı, Kudüs; insanlığın onurunun test edildiği yer. 400 yıllık Osmanlı himayesinde bir damla haksız kanın dökülmediği bu kutsal topraklar, bugün kirli oyunlarla, alçakça politikalarla, akla ziyan kararlarla kan gölüne dönüştürülüyor. İşte bugün; Mescidi Aksa esir, Mescidi Aksa hüzünlü, Mescidi Aksa cemaatini bekliyor.” şeklinde konuştu. Şeyma Döğücü, “Elbette, insanlığın umudu ve ümmetin lideri Cumhurbaşkanımızın da kesin şekilde ilan ettiği üzere Kudüs, tüm Müslümanların kırmızı çizgisidir. Trump’ın Kudüs ile ilgili attığı adım, sadece Kudüs’ü ve Filistinlileri değil; bölgemizdeki barışı ve istikrarı da tehdit etmeye yönelik bir adım olarak değerlendirilmelidir. Öyle ki demokrasiyi ve özgürlüğü, her fırsatta uyguladığı zulümlerin bahanesi olarak sunan Amerika, BM Genel Kurulu oylamasında ABD aleyhine oy kullanan ülkelere yapılan yardımın kesilebileceğini ifade etmişti. 
Liderimiz ve umudumuz Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ise ”Demokrasi iradesini dolarlarınızla satın alamazsınız" diyerek yine Dünya’ya demokrasi dersi verdi ve “Dünya Beşten Büyüktür” söyleminin ardında dimdik durdu. Böylece, Amerika’nın tüm tehditlerine rağmen Kudüs’ün sahipsiz olmadığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ‘da vurgulanmış oldu. Nitekim ABD'nin veto ettiği Kudüs karar tasarısı Türkiye ve Yemen'in talebiyle BM Genel Kurulu'nda tekrar oylanarak, 128 oyla kabul edildi. Elbette ki İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda alınan kararlar Kudüs için atılmış çok önemli adımlar. Ama yolumuz uzun ve işimiz burada bitmiyor. Bu uğurda yürünecek daha çok yolumuz var. Bu yolda atılacak daha çok adım var. Artık eskisinden daha fazla çalışmalı ve sesimizi dünyaya daha gür bir tonda duyurmalıyız. İşte bu yüzden Güçlü Türkiye ideali sadece Türkiye için değil, sadece bizler için değil; tüm Müslümanlar, tüm Ortadoğu Ülkeleri ve hatta tüm dünya için çok önemli.” vurgusunda bulundu. Kadın Akademisinde konuşma yapan Genel Başkan Yardımcımız Mahir Ünal, Kudüs'ün çok dinli, çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı, insanlığın üzerinde yükseldiği değerlerin bulunduğu yer olarak korunduğunu dile getirdi. Mahir Ünal, "Ama onlar Kudüs sadece kendilerine ait olsun istediler. Biz, 'Kudüs'ü savunmak, insanlığı, insanlığın üzerinde yükseldiği değerleri savunmaktır, Kudüs'ü anlamak insanlığı, mazlumları anlamaktır.' dedik. Bugün Recep Tayyip Erdoğan, insanlığı savunan lider olarak orta yerde duruyorsa, Kudüs'ü anladığı için bunu yapıyor." diye konuştu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın "metal yorgunluğu" ifadesine değinen Ünal, salondakilere şöyle seslendi: "Metal yorgunluğu ilk günkü heyecanınızı, aşkınızı, mücadele azminizi, motivasyonunuzu kaybetmenizdir, meseleyi artık rutin ve sıradan hale getirmektir, yanı başınızdaki kardeşinize bakarken şefkatle bakmamaktır; sanki sizin için bir tehdit gibi görüyorsanız yanınızdaki kardeşinizi, geçmiş olsun siz politikacı olmuşsunuzdur artık. Bizim tehdit algımızın asla içe dönmemesi, dışa dönük olması gerekiyor. Eğer tehdit algısı içe dönerse, yani tehdit algısında biz 'Ben kadın kolları başkanı olacağım ama galiba onun da kadın kolları başkanı olma ihtimali var. Bu benim için tehdit.', 'Ben milletvekili olacağım ama onun da milletvekili olma ihtimali var. Bu benim için tehdit.' dediğiniz anda, geçmiş olsun. Bütün bunların sebebi, başarı endeksli düşünmektir. Bu başarı çok büyük ve modern düşüncenin insana bulaştırdığı bir hastalıktır. Müslüman başarı endeksli düşünmez, muvaffakiyet temelli düşünür. Muvaffakiyet, uygunluk demektir, kulun hesabıyla Allah'ın hesabının uygun düşmesidir. Başarı endeksli düşünmede rekabet, mücadele vardır. Muvaffakiyette nasip vardır, hırs yoktur." İktidarda kalmak, iktidarda olmak ahlaklarından taviz vermeyeceklerini ifade eden Ünal, "Çünkü iktidarı da nasip eden Allah'tır. Aslolan bizim, Allah'ın bize verdiği bu nimetle imtihan olduğumuzu bilmektir. Unutmayalım ki bütün bunların neticesinde, işlerin döndürüleceği yer, makam, Allah'ın bizatihi kendisidir." dedi. Ünal, Müslüman gibi düşünmenin başkası için tehdit olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti: "Hamdolsun bu ülkede bugün artık Alevi Alevi olduğunu, Kürt Kürt olduğunu, Türk Türk olduğunu, Müslüman Müslüman olduğunu, düşüncesini, yaşam biçimini rahatça ifade edebilmekte ve rahatça yaşamaktadır. Tıpkı 2013'te DEAŞ'tan petrol satın alırken Türkiye'yi DEAŞ'tan petrol satın almakla suçlayanlar gibi bugün birileri bizi yaşam tarzlarına baskı yapmakla, tehdit etmekle suçluyor. Yıllarca bu ülkede insanların giyinmelerine, düşünmelerine, başörtüsünden kıyafetine, sakalına, saçına varıncaya kadar toplumun her şeyine müdahale etmiş olanlar, bugün bize dönüp diyorlar ki 'Siz insanların yaşam tarzına müdahale ediyorsunuz.' Biz hiçbir şeye müdahil değiliz. Biz Anayasa'nın çizdiği demokratik meşruiyet zemininde hukuk devletinin gereklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken demokrasinin ve özgürlüğün onlara tanıdığı bazı hakları kullanarak, demokrasiyi ve özgürlükleri yok etmeye çalışanla da mücadele ediyoruz. Tıpkı 15 Temmuz'da, 17- 25 Aralık'ta olduğu gibi. Bugün 15 Temmuz'u ve 17-25 Aralık'ı küresel ölçekte yeniden Türkiye'nin gündemine getirip ABD'de görülen bir dava üzerinden içeride bize operasyon çekmeye çalışanlarla mücadele ettiğimiz gibi onlarla mücadelemiz devam edecek. Onlarla yaptığımız mücadeleyi hiç kimse insan hakları ihlali, ifade özgürlüğünü engelleme olarak nitelendirmesin." "Türkiye hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü, deneyimli" FETÖ'nün büyük bir güç olarak görülmemesi gerektiğini belirten Ünal, "FETÖ de küresel güçlerin kullandığı aparatlardan bir aparat sadece. Bir şekilde bölgede dönüşüm gerçekleştirmek isteyenlerin kullandığı bir aparat." dedi. Genel başkan Yardımcımız Mahir Ünal, iktidara geldiklerinde vesayet odakları ile siyaseti, ekonomisi, sistemi çökmüş bir Türkiye olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "Bugün devlet tecrübesi olan kadrolarıyla, güçlü liderliğiyle, vesayet odaklarını tasfiye etmiş, devleti FETÖ'den temizlemiş, MİT tırları operasyonundan MİT krizine, geziden 17-25 Aralık'a, 15 Temmuz'a kadar bütün saldırıları bertaraf etmiş, ekonomisini bütün bunlara rağmen yüzde 11 büyütmüş, ihracatını Cumhuriyet tarihinin ikinci büyük ihracat noktasına getirmiş, dünyadaki krize rağmen ekonomisini istikrarla ayakta tutan, bölgedeki ateş çemberine rağmen sınır güvenliğini, iç güvenliğini koruyan ve dünyanın önemli aktörlerinden birisi haline gelmiş bir Türkiye var. Önümüz çok açık. Bütün bu kara propagandanın oluşturduğu karamsar iklime bakıp da karamsarlığa kapılmayın. Türkiye hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü, deneyimli ve rekabet avantajına sahip." Mahir Ünal konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. 
Yoğun katılımın olduğu İstanbul Kadın Akademisi “Kudüs’ü Anlamak” başlıklı 5. Dersinin sonunda İl Kadın Kolları Başkanımız Şeyma Döğücü Genel Başkan Yardımcımız Mahir Ünal’a katılımlarından dolayı teşekkür ederek hediye takdim etti.